*Anadolu'dan Harbiye Okullarına gelen çocukların önce dizlerine bak. (Namaz kılanların pantolonları dizlerden eskimeye başlar)
*Pantolon yeni ise diz çöktür. (Namaz kılma emaresi olarak kolay dizleyebiliyor mu diye bak.)
*Yetmedi tuzak sorular kurarak dindar mı? Kontrol et.
*Annesinin ve babasının resimlerini iste. (Anne başörtülü ise okula alma aldınsa bir yükselmesini-kurmaylığını önle. Ufak bahaneler ile okuldan at.
*İlçesine, mahallesine ve köyüne kadar bu çocuklar hakkında araştırma yap jurnal iste.
*Buna rağmen okullara girenleri parti, içkili balo vs ile yeniden sınavlara tabi tut.
*En yakın arkadaşları ile kontrol altına al. Gammazlama sistemi ile araya sızanları tespit et.
*Okulları ve Silahlı Kuvvetleri Anadolu'nun Müslüman çocuklarına kapat Ermeni'sinden, Rum kökenlisine, Siyonist’inden, sebataist’ine kadar din düşmanları ile doldur.
*Unuttuklarım vardır elbet. Buna rağmen dinsiz rejiminizin içinde sızan bir kaç imanlı yiğide teslim ol......
Başbuğ'un hazımsızlığının tek sebebi budur. Fetö'nün Harbiye’nin içine nasıl sızdığını-sızdırıldığını da kendisi çok iyi bilir. Hani Yahudilerin Peygamber Efendimizi kendi çocuklarını bildikleri gibi. Buna rağmen açıklamaları istikamet saptırmaya yöneliktir.
Kudüs'e gidip Mescid-i Aksa'yı değil de Ağlama Duvarını ziyaret eden bir Genel Kurmay Başkanı profilinden başka bir şey beklemek saflıktan başka nedir ki?
Eğer Cumhur Reisimiz Recep Tayyip Erdoğan'a yapılmaya çalışılan suikast ve cinayet teşebbüslerinin 10'da biri bunların herhangi birinin başına gelse idi. Sokağa dökülür "İDAM İSTERİZ" diye eylem yapmazlarsa 50 yıllık ömrümü boşa geçirmişim demektir.
Tarihe baktığımız zaman ipe çekilmiş özgürlükler, ifadeler, itirazlar görürüz, idamlar gerçekleştirilen iplerin- kurşunların paralarının idam edilenlerin ailelerden tahsil edildiği kara içimize isyan duyguları doldurtan lanet uygulamalar. Reisimize bunu yapamadıkları için Emine Yengemizin ve Milletin ve Mazlum Coğrafyalarda dua dua elleri göklerde Türkiye- Erdoğan diye dua eden milyonların boyunlarını bükemedikleri için deliriyorlar.
Sonuçta: Reis; Düzenli belirli ve istikameti belirlenmiş adımlarla acele etmeden ilerliyor ve tek tek hedeflerine ulaşıyor. Bunu yaparken de Ülke dinamikleri içinde hangi gücü kullanmak gerekiyor ise onu kullanıyor belirli bir süre bu güç odaklarına sabır ediyor ve haddi aşmaya çalışanın da burnunu kırıyor. Bu da çok canlarını sıkıyor. Kullanıyorken kullanılmış olmanın dayanılmaz acısı çöküveriyor kahpe yüreklerine....
Devlette böyle yönetiliyor zaten.
Son zamanlarda sorun; Bu süreci ve istikameti sokağa, insanlara doğru bir şekilde anlatamamak. Bu görev ise Reis'ten çok teşkilatlara düşüyor. Çağ atlatan icraatları, ordumuzun 7 kıtada verdiği mücadeleyi, bilim adamlarımızın çalışmalarını anlatamayan, İnsanlığın övünç kaynağı olacak göz kamaştırıcı iyilik hareketi “Mülteci ve Muhacirlere kucak açan maneviyatı” dahi bırakın anlatmayı içine dahi sindiremeyen ve hatta karşı görüş ile tiksindirici görüntü sergileyen insanlarla dolu teşkilatlar başka havalarda. Başka heveslerde, başka hedeflerde. Sürekli rakip üreten bu teşkilatlara çare bulunamaz ise; Sokak ile ara açılır ve demokrasi öyle bir beladır ki: Canı sıkılan sandıkta intikam alıverir.
Öncelikle teşkilatların içinde ki bu sakat kafaları temizlemek gerek. Kişisel hırs, haz, heves ve çıkar peşinde koşan, halk arasında karşılığı olmayan ve özellikle göz hizasından bakamayan ne kadar teşkilat mensubu var ise uzaklaştırılmalıdır. Yerlerine alçakgönüllü, halkın sevip saydığı, her şeyden önce doğruluğu su götürmez Allah korkusu ile kendine terbiye edebilmiş, davaya adanmış, hak-hukuk bilir, Rabbin rengi ile süslenmiş insanlarla teşkilatların soğuk duvarları üzerine sinen kasvet- gurur- debdebe ve eblehliklerden temizlemek yeniden umut, merhamet, iyilik en önemlisi merhamet kokmasını sağlamak şarttır. Bir de şu engellenemeyen ve sınırsız zenginleşen, sürekli partiye bağış yapan sonra ihale peşinde kene gibi yapışan tiplerden temizlemek…..
Nihayetinde necip Milletimizi bir şeye hele de siyasi bir görüşe mahkûm-mecbur olarak algılamak ve bizi seçmezlerse kendileri bilir mantığı ile teşkilatçılık yapmak ayağa değil kafaya sıkmaktır.. Evdeki gaz kaçağını çakmak ile kontrol eden, tanka kafa atan, Jet'e levye ile saldıran bu yürekli insanları küçümser-unutur ve rencide ederseniz sonuçları unutulmaz olur. İstanbul'u Ekrem'e ve Ankara'yı Mansur'a başına geleceğini bile bile sırf Reis'in dikkatini çekmek ve ceza kesmek için nasıl verdi ise; Bu milletin nevri dönerse senden bir nefret ederse; 15 Temmuz’da canını vererek desteklediği sana da sırtını döner, ülkeyi yeni bir ders aracı olarak kullanıverir.
Unutayazdıklarımız bu kadar değil yazarız nasip oldukça….