21. yüzyılda, küresel ekonomi-politikte gözlenen değişim ve dönüşümlerle birlikte Afrika kıtasının önemi büyük ölçüde artmıştır. Afrika’nın artan öneminden faydalanmak isteyen Türkiye, uyguladığı çok yönlü çok boyutlu dış politikası ile Afrika’daki küresel siyasi aktörlerin önde gelenlerinden biri olmuştur.
Türkiye kendi tarihi tecrübesini, toplumsal, siyasal ve kültürel birikimini, sahip olduğu olanak ve kaynakları Afrika ülkeleriyle “Afrika’nın sorunlarına Afrikalı çözümler” ilkesi çerçevesinde ve karşılıklı yarar temelinde paylaşmaktadır.
Türkiye’nin Afrika’ya olan ilgisi 1998’de yayımlanan Afrika Eylem Planı ile yeni bir boyuta ulaşırken, Afrika ile ortaklığımız bir dış politika hedefi haline geldi. Dış Ticaret Müsteşarlığınca 2003 yılı başında “Afrika Ülkeleriyle Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi” hazırlandı. 2005’e gelindiğinde Afrika Birliği’ne gözlemci üye olmamız, 2008’de ise Afrika Birliği tarafından stratejik ortak olarak ilan edilmemiz, Türkiye’nin kıtada yeni bir aktör olarak kabul edilmesini sağladı.
2008 yılı “Afrika Yılı” ilan edilirken, 18-21 Ağustos 2008 tarihlerinde 49 Afrika ülkesi ile, Afrika Birliği dahil 11 uluslararası ve bölgesel örgüt temsilcisinin katılımıyla İstanbul’da I. TürkiyeAfrika İşbirliği Zirvesi düzenlendi. Zirve’de kabul edilen “Türkiye-Afrika İşbirliği İstanbul Deklarasyonu: Ortak Bir Gelecek İçin İşbirliği ve Dayanışma” ve “Türkiye-Afrika Ortaklığı İçin İşbirliği Çerçevesi” başlıklı belgeler Türkiye-Afrika ilişkilerini sürdürülebilir bir yapıya kavuşturdu.
I. Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi esnasında Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın da katkısıyla DEİK ve TOBB ortaklığında Türkiye-Afrika İş Forumu düzenlenmiş ve bu Forum’da İstanbul Deklarasyonu kabul edilmiştir. Deklarasyona göre, “Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında ticaretin geliştirilmesi, yatırımların artırılması, uygun bir yatırım ve iş çevresinin oluşturulmasına katkıda bulunulması, teknoloji ve bilgi transferinin teşvik edilmesi ve Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında lojistik alt yapının geliştirmesine destek olunması” amaçlanmıştır.
Türkiye’nin yine 2008 yılında Afrika Kalkınma Bankası ve Afrika Kalkınma Fonu üyeliği için yapmış olduğu başvuru aynı yıl kabul edilmiş, ilgili anlaşmaların TBMM tarafından onaylanması ile Türkiye, Ocak 2013 tarihinden itibaren bölge dışından 26. üye olarak hem Afrika Kalkınma Bankası’na hem de Afrika Kalkınma Fonu’na katılmıştır. Türkiye, aynı zamanda, Doğu Afrika’nın bölgesel siyasi ve ekonomik bir örgütü olan Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi Uluslararası Ortaklar Forumu’nun üyesi olmuştur.
2010 yılında kabul edilen Afrika Strateji Belgesi’nin uygulanmaya başlamasıyla da, ülkemizin Afrika açılımı tamamlanmış ve ilişkilerin her alanda derinleşmeye ve çeşitlenmeye başladığı, “Türkiye-Afrika Ortaklığı” şeklinde tanımlanabilecek döneme geçilmiştir. Türkiye’nin Afrika kıtasına açılması hem ülke içindeki siyasi değişiklikler hem de küresel çapta yaşanan (Arap Baharı) gelişmelerin neticesinde mümkün olmuştur.
Afrika ülkelerindeki büyükelçiliklerin sayısı 2003'te 12 iken 2024'te neredeyse 4 katına çıkarak 44'e ulaştı. Büyükelçiliklerimizin yanı sıra Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Türkiye Bursları, Diyanet İşleri Başkanlığı (Diyanet), Türkiye Maarif Vakfı, AFAD, Yunus Emre Enstitüsü, Maarif Vakfı, Türkiye Diyanet Vakfı, Anadolu Ajansı ve Türk Hava Yolları (THY) gibi kurumlar, Afrika kıtasını keşfetmek ve kendi yöntemlerini geliştirmek için birbirinden bağımsız faaliyet gösterdi. Bu durum, Türkiye’nin kıtadaki etkileşimlerinin daha da çeşitlenmesine neden oldu. Türkiye’nin Afrika’da bir sömürge geçmişi olmadığı dikkate alındığında, bu yaklaşımın kıtada makul bir karşılık bulduğunu ve Türkiye’nin daha etkili ve sonuç odaklı ilişkiler geliştirdiği söylenebilir.
Türkiye’nin Afrika kıtasına yönelik ekonomik girişimlerinin merkezinde ilgili politikaları resmi kanallardan uygulayan devlet kurum ve kuruluşlarının yanında, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve TOBB gibi iş dünyası temsilcileri bulunmaktadır. Afrika Eylem Planı’nda ekonomik hedeflere ulaşmak için etkin güç araçları olarak öngörülen İş Konseyleri ve Ticaret Odalarının oluşturulması projesi DEİK ve TOBB liderliğinde uygulamaya konmaktadır. Bu kapsamda, DEİK, Türkiye’nin “Afrika ile ekonomik ve iş ilişkilerini sağlamlaştırmak ve ilerletmek” politikasına paralel olarak 41 Afrika ülkesi ile İş Konseyleri kurmuştur.
Afrika kıtasına yönelik hayata geçirilen projeler ve yapılan işbirlikleri kıta ile ticarete büyük katkı sağladı. Yumuşak güç bağlamında değerlendirilecek bu çalışmaların neticesinde 2003 yılında Afrika kıtasına yapılan toplam ihracatı 2 milyar dolar seviyesinden 2023 yılında 21,3 milyar seviyesine çıkmıştır. Aynı dönemde (2003-2023) Türkiye’nin toplam ihracatı yaklaşık 6 kat artarken, Afrika kıtasına yapılan ihracat 10 kattan fazla artmıştır. Türkiye Afrika genelinde dış ticaret fazlası vermektedir. Bu kapsamda, Türkiye’nin Afrika açılımını dış politikanın gerçek bir başarısı olarak nitelendirmek mümkündür.
Sefa AŞAR kimdir?
Demir-Çelik sektöründe uluslararası ticaret yapan Sefa Aşar, DEİK (Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu) Yürütme Kurulu Üyeliği gibi birçok önemli görevlerde başarılı çalışmalar yaparak Türkiye'nin Burundi ile dış ticaretinin ve diplomatik ilişkilerinin gelişmesine katkı sağladı.
Çok iyi derecede İngilizce bilen Sefa Aşar, yönetim/organizasyon, dış ticaret, yalın üretim, endüstri 4.0 ve dijital dönüşüm konularında fabrika ve şirketlere de danışmanlık yaparak ülke ekonomisinin gelişimine dolaylı katkı sağlamaktadır.